Larry Joe Bird
Yıllar yılı NBA’a yeni oyuncular geldi ve gitti. Bu geçen yıllar boyunca sadece bir oyuncuya gerçekten bir süperstar denebilir. Bahsedilen kişi: Larry Bird...
* Tam Adı: Larry Joe Bird
* Doğum Tarihi: 7/12/1956 Batı Baden, Ind.
* Boy: 6-9; Kilo: 220 lbs
* Lise: Springs Valley (French Lick, Ind.)
* Üniversite: Indiana State
*
Draft: Boston Celtics (197
1979-80 sezonundan 1991-92 sezonuna kadar, 13 yıl boyunca, basketbolun her alanında; skorer, pasör, ribauntçu, defans, takım oyuncusu ve belki de hepsinden de değerlisi bir son saniye kurtarıcısı olarak boy gösterdi Larry Bird. Kendine güveni sayesinde herkesi etkilemeyi başaran Bird, rakip takım oyuncuları tarafından, 40 sayı atacağının haberini yolluyormuş gibi gözükürdü. Ölümcül bir şutör olan Bird, bazen gözleri kapalıyken bile 3’lük atabilirdi. Ondan sonraki tüm basketbol oyuncularından belki de sadece Earvin “Magic” Johnson daha iyi bir pasör olarak görülmüştür ve bu iki oyuncu hayatları boyunca hep yarıştırılmışlardır. Bird gibi; topu almak için seyircilerin ve basın görevlilerinin üstüne atlayan ya da kendini yerden yere vuran çok az oyuncu vardır.
Celtics saltanatının simgesiydi Bird. Kaliteli, rahat ve çalışkan bir oyuncuydu. Kritik anları lehine çevirmeyi bilir ve zafer için arkadaşlarına ilham kaynağı olurdu. Bob Cousy, Bill Russel, John Havlicek, Dace Cowens gibi oyunculara rağmen tüm dikkatleri üstüne çekmeyi başarabiliyordu ve bunca oyuncunun arasında kesinlikle en iyisi O’ydu. Bunca efsane oyuncu; Bird gibi taraftarları coşturamadı, onun gibi maç kazandıramadı yani Boston Garden’ı dolduramadı.
1970’lerin sonlarına doğru seyirci kaybeden ve popularitesini yitiren Celtics, Bird ile düzelmeye başlamıştı. Yeniden kurulan yetenekli takımın gözdesi olan Bird ile birlikte 3 NBA birinciliği ve 10 da Atlantic Grubu liderliği elde ettiler. Bird ise 3 şampiyonluk yüzüğü ve bir çok rekor ile dolu olan koleksiyonunu oluşturdu. Larry; 3 kez ard arda NBA’in MVP’si seçilen 3. oyuncuydu. 12 kez All-Star forması giydi, 2 kez NBA finallerinin MVP’si oldu ve 9 kez de All-NBA First Team’e seçildi. 4 Sezon boyunca ligdeki en iyi faul atışı yüzdesini elde etti.
Bir mükemmeliyetçi olan Bird; Celtics fanları ve basketbol otoriteleri tarafından başarının idolü olarak görülüyordu. Son saniye kahramanlıkları, yapılması imkansız gibi görünen ve dev oyuncuların üzerinden attığı ters turnikeleri kariyeri boyunca bitmek bilmedi.
Bird 1992’de Barcelona’daki olimpiyatlarda Dream Team ile aldığı altın madalyadan sonra,çok ağır sırt ağrıları yüzünden emekli oldu. Bu olaydan sonra NBA Başkanı David J. Stern: “Larry Bird, döneminin basketbol taraftarlarına NBA’i izlemenin tadını ve kıymetini öğretti” demişti.
Bird; French Lick adındaki küçük bir kasabada doğan büyük bir efsaneydi. Ailesi Indiana’nın bu mısır diyarında sıradan bir hayat sürüyordu. French Lick; 2,059 kişilik bir populasyona sahipti ve bu nüfusun çoğu Springs Valley Lisesi’nin basketbol maçlarını kaçırmazdı. Seyirci sayısı sıklıkla 1,600’lere ulaşırdı ve bu sayının hepsi de korttaki sarışın ve komik gülümsemeli şut sihirbazı çocuğu, yani Larry Joe Bird’i izlemeye gelirdi.
Birinci sınıfta bir yıldız olan Bird; ikinci sınıfta ayak bileği kırılana kadar yıldızlığını sürdürdü. Larry yöresel bir yıldız olmaya başlarken; takımı Spring Valley de 19-2’lik bir seri sürdürüyordu. Taraftarlar Bird’ün ailesini de maça getiriyorlardı çünkü Bird’ün ailesi o zamanlarda arabaya para veremeyecek kadar fakirlerdi. Çaylak olarak okulun gelmiş geçmiş en çok sayı atan oyuncusu ödülünü alan Bird, son maçında 4000 kişi tarafından izlenmişti.
Koleje geçiş dönemi Bird için zor bir dönemdi. Indiana Hoosier takımında oynamaya başladıktan kısa bir süre sonra okuldan ve okulun efsanevi koçu Bobby Knight’ın takımından ayrıldı. Daha sonra da gittiği okulu Northwood Institue’de mutlu olamadı ve ordan da ilk senesinde ayrıldı. En son olarak Indiana State’de, geçmiş senelerde 12-14’lük oranla fazla ilgi toplayamayan bu kolejde, karar kıldı.
Bird; Indiana State’e ilk geldiğinde 3100 kişilik bir seyirci ortalaması vardı. Fakat Spring Valley’de olduğu gibi; Bird ipleri eline aldı ve takımı daha yükseklere taşımayı hedef koydu. İlk kampında Sycamores için 30 sayı ve 10 ribaund ortalamasından daha iyi bir ortalama yaptı. Sezonluk bilet satışları üçe katlanmıştı bile. Reklamlarda Bird’ün klipleri dönmeye çoktan başlamıştı. Öğrenciler derslerini asıp bilet kuyruğuna 8 saat önceden, sırf Bird’i canlı izleyebilmek için, giriyorlardı. Terre Haute’deki en popüler spor Larry Bird idi.
Bird’ün ilk senesinde The Sycamores namağlup olarak 1 numaradaydılar fakat fazla uzun sürmedi. Michigan State’nin 6-9’luk gardı Earvin “Magic” Johnson, 1979’da NCAA şampiyonasında bu takımı devirdi. Bu maç; basketbol tarihindeki en fazla izlenen mücadelelerden birisi olarak gösterilir. 1978-79 yıllarında Bird Yılın en iyi Kolej oyuncusu ödülünü aldı ve ISU’dan; NCAA tarihindeki 5. en fazla sayı atan oyuncu ödülünü aldıktan sonra ayrıldı. The Sycamores; Bird’ün bulunduğu 3 yılı 81-13 ile geçti.
Boston Celtics 1978 NBA draftında Bird’i seçmişti fakat Bird kolejdeki 2.yılını henüz tamamlamıştı ve Celtics onun için bir yıl daha beklemeye değeceğini biliyordu. 1977-78 sezonunda Celtics 32-50 ile sezonu kapatınca, 1949-50’den sonra en kötü sezon sonucunu elde ettiler. Bird; Indiana State’e bir yıl için geri gönderildikten sonra Celtics 29-53 ile yılı tamamlamıştı ama en sonunda 1979-80 sezonu öncesindeki kampa Bird geldi ve Celtics NBA tarihindeki gelmiş geçmiş en iyi geri dönüşlerden birisini yaptı.
1979-80 sezonunda Celtics 32 maç daha fazla kazanarak 61-21’e geldi ve ligin tepesine oturdu. Celtics’in 82 maçı boyunca Bird takımı 21.3 sayı ort., 10.4 ribaund ort., 143 top çalma, 2.955 dakika oyunda kalma, 4.5 asist ort. ve 58 üçlük ile taşıdı. NBA şampiyonu Los Angeles Lakers’ın gardı Magic Johnson da mükemmel bir sezon geçiriyordu ama sene sonunda Bird NBA’de Yılın Çaylağı ödülüne layık görüldü ve 12 maçlık NBA All-Star kariyerinin ilk maçını da oynamış oldu.
Sezon öncesi olan ve adil olmayan bir takasta pivot Robert Parish ve 6.adam Kevin McHale Boston’a geldi ve karşılık olarak Bird ve tecrübeli Cedric Maxwell gönderildi. Bu takasın adil olmamasının sebebi ise gönderilen bu 2 oyuncunun 1980-81 yılında Celtics’i şampiyonluğa taşıması idi. Boston; Philadelphia’ya karşı unutulmaz bir playoff mücadelesi vermiş, 3-1 den geri dönmüş ve turu atlamıştı. Sonra da Moses Malone’un Houston Rockets’ını 6 maç sonunda geçip, NBA finallerine ulaşmıştı. Bird bir kez daha takımında en çok sayı atan (21.2), ribaund alan (10.9), top çalan (161) ve süre alan (3,239) oyuncu olmuştu.
Fanlar sadece Boston Garden’ı değil, Bird’ün kariyerinin son 541 maçını Bird’ün kahramanlıklarını izlemek için tıklım tıklım doldurmuşlardı. Magic ile beraber NBA’e yeni bir slogan kazandırmışlardı: “NBA Action: It’s FAN-tastic”. Sadece 2 sezon sonunda taraftarlar, koçlar ve diğer oyuncular Bird’ün ne demek olduğunu anlamışlardı: Yüksek skorlar ve son saniye basketleri. Bird’ün konsantrasyonu ve soğukkanlılığı kimseyle karşılaştırılamıyordu bile. O korkutulamayan ve nerdeyse durdurulamayan bir oyuncuydu. Gençken, çalışırken attığı her şut, NBA’de ona geri dönüyordu. Onun pozisyonunda oynayan hiçbir oyuncu Bird kadar iyi bir şutör olamamıştı.